26 Eylül 2008 Cuma

Susma

Susma söyle nasıl yaşar böyle insan
Susma konuş hadi anlat büyük insan
Söyle bir aşkmı çare olurdu zaman mı böyle
Kaldırıp atardık ya sevdayı.
Susma söyle nasıl yapar bunu insan
Susma nasıldı anlat hadi ayrılırsam
Söyle hayatmı çare bulurdu kendim mi böyle
Büyük aşklar böylemi biterdi.
Susma hani aşk insanı zaten bulurdu
Susma hani yıllar aşka çare olurdu
Söyle yıllar mı daha hızlıBir kurşunmu
Böyle Sensiz hergün biraz yok oluşum mu ..?

24 Eylül 2008 Çarşamba

Pesİne düsme!!!

Oradan Bakınca

Neyimi GörebiLiyorSun?

İçi mi...? DıŞ ımı...? Karakteri mi...? Dü$ünceLeri mi...? HisLerimi...? Nefreti mi...? Değeri mi...?

Kendini...? Diğerini...?

ŞekLi mi...? ŞemaLi mi...? Rengi mi...?Teni mi...? HayaLi mi...?

Görmedigin

Hİcbirseyin

Pesİne düsme!!!

19 Eylül 2008 Cuma

Cahit Sıtkı Tarancı- Yaş 35

35 YAŞ ŞİİRİ

Yas otuz bes! yolun yarisi eder.
Dante gibi ortasindayiz ömrün.
Delikanli çagimizdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yasina bakmadan gider.

Sakaklarima kar mi yagdi ne var?
Benim mi Allahim bu çizgili yüz?
Ya gözler altindaki mor halkalar?
Neden böyle düsman görünürsünüz,
Yillar yili dost bildigim aynalar?

Zamanla nasil degisiyor insan!
Hangi resmime baksam ben degilim.
Nerde o günler, o sevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben degilim;
Yalandir kaygisiz oldugum yalan.

Hayal meyal seylerden ilk askimiz;
Hatirasi bile yabanci gelir.
Hayata beraber basladigimiz,
Dostlarla da yollar ayrildi bir bir;
Gittikçe artiyor yalnizligimiz.

Gökyüzünün baska rengi de varmis!
Geç farkettim tasin sert oldugunu.
Su insani bogar, ates yakarmis!
Her dogan günün bir dert oldugunu,
Insan bu yasa gelince anlarmis.

Ayva sari nar kirmizi sonbahar!
Her yil biraz daha benimsedigim.
Ne dönüp duruyor havada kuslar?
Nerden çikti bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçinci bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin basinda.
Uyudun uyanamadin olacak.
Kimbilir nerde, nasil, kaç yasinda?
Bir namazlik saltanatin olacak,
Taht misali o musalla tasinda.


Cahit Sıtkı TANRANCı