Hatırlayınca içim burkulurdu. Hala daha öyle...
"Günler akıp gidiyor ellerimin arasından; yağmurlar, karlar, güneşler... Tam yaşanılacak yerinde hayatın, araya ayrılıklar, uzaklıklar giriyor, kopuyoruz. Dağlarla çevrili kasaba azmanı bu kentte; zamanın umulmayan savuruculuğuyla, yıllar yılı geliştirdiğim özlemler, gerçek çizgisine oturup, dayanılmaz doruklara uzanıyor. Sonra hep başa dönüyorum...
Ne zaman
şakaklarıma, iki kaşımın arasına bir ağrı saplansa,
akşam olsa, üşüsem, titresem sabahlara kadar, tek başıma gecenin soğuğuna girdiğimde, ya da unuttuğumu sandığım herhangi bir yaz akşamı,
hergün başlayıp biten arkadaşlıkların ortasında,
bir park köşesinde ya da bir sinema koltuğunda kentin uğultusundan kaçarken,
Ne zaman
çocukluğuma sürgün edilsem, içimden ağlamalarımı döküyorum.
Sanki seni bir daha göremeyeceğim.... "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder