23 Mayıs 2009 Cumartesi

o dil nelere kadir

bir HAYIR diemecek kadar aciz

benimle Cıkarmısın diyemecek kadar aptal

senı sevmeye basladım diyemecek kadar ALcak

Seninle bir yolda yürüyelimmi diyemieyecek kadar Basit

Senın gülüşlerini ortak olmak için elimden geleni yaparım diyemeyecek kadar Utangac

işte o dil insanı ipe kadar götürür

işte o dil hayatımdaki hasretliklere sebeb olan dil

işte o dil kendime olan guvenimi kaybetmemi saglayan d

işte o dil beni benden eden baskalarına can bırakan dil

işte o dil kalbımın sahibini bulan ama sahibisin diyemeyen dil

ve o dil hayatımın en gusel insanını anlatan dil

ve işte o dil karsımdakinin begenısını toplayan dil

işte o dil senı sevıyorum diyen dil

Ve hep gene o dil karsıdakini sseven dil

yaa dmek istedigim şu dil nelere kadarmiş


..S.E.m.i...

12 Mayıs 2009 Salı

Aşkın Tarifi Budur...

O’nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa... bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine... uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde yarın sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

8 Mayıs 2009 Cuma

Annem - Destan


Dertlerin bitmedi be guzel annem
O guzelim gozlerin gulmedi be canim annem
Aglama sen kiyamam goz yasina dayanamam
Bir sen gul guzel annem

Yanarim ellerini tutamam saclarina dokunamam
Seni bir kir cicegi gibi koklayamam sevemem
Kaderin oyunu bu annem bir daha geri donemem
Yavrunu sarmadinmi guzel annem

Doya doya bagrina basmadinmi garib annem
Aglama sen kiyamam goz yasina dayanamam
Bir sen gul guzel annem

Yanarim ellerini tutamam
Saclarina dokunamam
Seni bir kir cicegi gibi koklayamam sevemem
Kaderin oyunu bu annem bir daha geri donemem