10 Ekim 2010 Pazar

Kavuşamayacağız Biliyorsun!

Kavuşamayacağız Biliyorsun!Ne yapsam olmuyor gözbebeğim, bizi kavuşturmuyor işte hayatın bu ağır dönen çarkı! Sen bir yanda, ben bir yanda duruyoruz, aramızda okyanus var sanki, bir türlü kavuşamıyoruz. Kavuşamayacağız Biliyorsun!Her gün büyüyor hasretim, seni her gün biraz daha fazla seviyorum. Kalbimin içinde, adını bir türlü getiremediğim bir yere dokunuyorsun.Bir yürek ancak bu kadar kanar diyorum. Ancak bu kadar acıtır bir insan kendini… Akıllının işi değil aşk veya aşka düşenin harcı değil akılla yaşamak!Bugün bir kez daha anladım ki; dokunmanı istiyorum. Sevişmeye gitmeyen, içinde saf Sevgi olan bir dokunuşa hasretim. Sevgi! Meselem onunla benim..Dokunmak ve dokunulmak ihtiyacı hepsi, bedenin gereksinimi, kalbim gibi! Dokunsana bana; bir çiçEğe, bir heykele, bir resme ya da çocuğuna dokunur gibi…Her geçen gün biraz daha eskiyorum. Kokum değişiyor, şeklim değişiyor, sana uzak kaldıkça ruhum çürüyor benim…Düşlerden vazgeçtim, en kötü haline bile razı oldum şu aşkın. Gel gör ki, onu bile beceremiyoruz.CanıM efendim, bu hasret böyle sürecek ömür boyu biliyorum. Dilimizde bir türkü gibi, söyleyip duracağız aşkı.Giderek büyüyecek içimdeki o koyu ve karanlık sancı, çığ gibi, gittikçe saracak bedenimi. Sonunda altında kalacağım hasretin. Nefesim kesilecek, boğacak beni özlemin elleri.Hangi cephede savaşsam, kazanamayacağım. Kaderin hİkayesine yazılı değiliz sanırım. İnanç da kurtaramaz bu aşkı!Ne zaman biraz umut dolsa içime, bir sebeple gidiyorsun! Bütün çektiklerimiz boşuna, hiçbir zaman kavuşamayacağız, bunu sen de biliyorsun!