24 Aralık 2010 Cuma

BEN YATIYORUM...

olağanüstü kadınlara....

BEN YATIYORUM... ..
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı .
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı,
eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı,
gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?

Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ
(ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!
Şimdi bu yazıyı tanıdığınız olağanüstü kadınlara gönderin - emin olun, hepsi bayılacaktır.
SONRA DA ARTIK YATIN

Semi...

Hani insan bazen ne ileri ne geri tek bir adım atamaz ya..birini yanında tutmayı bilemez ama,onun yokluğunu da istemez..kaybetmeyi göze alamaz ama,kazanmak içinde mücadele etmez..Baglanmaya cesaret edemez ama,azat da etmez onu..Ne sevilmekten vazgeçer ne sevmeyi bilir..Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya o zaman......Dökülür dudaklardan itiraf edercesine;ne gözümü alabildim ne de göze alabildim...

17 Aralık 2010 Cuma

Böyle Bitmez Ama Git

Gitmem gerekiyor” dedin ve gittin… Gitme diyemezdim.. Dudaklarım tebessüm etti, yüreğim ağladı için için… Gitmen gerekiyordu demek, gittin..
Böyle Bitmez Ama Git!
Gideceğini söyleyecek kadar yürekli olduğun için, bir kez daha sevilmeye değerdin aslında. Sustu dilim, ses etmedim.
Oysa daha geniş zamanlar hayal etmiştim. Bir düşün ortasında uyanmaya meyilliydim. Madem gitmen lazım, ne diyebilirim?
Sensizliğe alışmak sorun değil, zaten hep sensizdim. Sen gelince eksik olanın ne olduğunu anlamıştım. Kalbimin ortasında duran o koca boşluğu kaplamıştı varlığın. Biraz daha kalsan, deli gibi sevecektim.
“Biraz zaman ver bana” dedin. Al bütün zamanlar senin olsun. Benim takvimle kavgam ömrüm boyunca sürecek zaten, yarısını da sana veririm, çok mu?
İlk gün anlaşmıştım aslında, sen çıkmaz bir sokaktın. Labirentin bile ışığı vardır ucunda, senin köşelerin kendine dönüyordu. İnat ettim!
Hiç önemli değil bu gidişin, biliyorum geleceksin. Bir kış gecesi, yani dönünce şu yazın güneşi, kar yağarken usul usul, kendini yalnız hissedeceksin. Eve sığmayacak yüreğin, sokaklarda kedi gibi dolaşırken, üstün başın ıslanmış, üşüyeceksin. Bir aşkı olmasa bile, dost elini arayacaksın ve nerde olduğumu bileceksin.
O vakte kadar delirecek yüreğim. Kendimi tanıyorum. Tırnaklarımı geçirip avucuma kanatırcasına, bekleyeceğim. Tam unutup alışıyorken, telefonum çalacak. Uykumu böleceksin. “Sana ihtiyacım var” diyen sesine dökülecek gözyaşlarım.
Ne kadar uzakta olursan ol, koşup geleceğim. Hangi duamın kabul olduğunu bilemesem de, gökyüzüne bir teşekkür göndereceğim.
Şimdi gitmek istiyorsun ya, git! Bütün zamanları sende yitiririm. Bir müddet belki arasın diye beklerim. Ümidimi kaybettiğimde dönersin. Gitmen gerekiyorsa git! Sen bana, ben sana yazılmışsak eğer, biliyorum ki bu hikayeyi böyle bitiremezsin!

Seninle Kaybetmediklerime Tutunuyorum!

Seninle Kaybetmediklerime Tutunuyorum!
Seni ne kadar özlediğimi haykırıyor yüreğim ama kendime bile itiraf etmeyeceğim. Bir kere daha düşersem duygularımın çukuruna, bu sefer ölürüm, biliyorum.
Gurumdan veya egomdan değil senden vazgeçişim; sebep bana çarpışların değil. Her kim olursa olsun, bir insana bunca eziyeti çektirebilecek kadar kendini kirletmiş bir ruhu sevmeye devam etmeye razı değilim.
Seni çok kere kurtarmaya çalıştım. Severek, sabrederek, defalarca ve hiç yorulmadan, seni erdemli ve onurlu biri haline döndürmek istedim. Ancak her seferinde duvara çarpıp kırılan bir bardak gibi parçalandı emeklerim.
İçten içe hala seni özlüyorum ama bunu itiraf edemem. Edemem çünkü bu duyguyu da kirletmenden korkuyorum.
Birini sevmenin ne demek olduğunu öğrenmeni diliyorum. Bazen senin için dua ediyorum. Çok geç olmadan, hayatın anlamını ve sahip olduğun bedenin, içinde olgunlaşması gereken ruhunun farkına varmanı diliyorum.
Elimden artık fazlası gelmiyor. Ömrümün sana ayrılan o uzun vakti maalesef tükendi. Senden daha umut verici bir yürek için çaba göstermek istiyorum.
Seninle yaşamaya devam etseydim, hayatta sahip olduğum en güçlü inancı da kaybedebilirdim. Ben sevgiye inanırım. Sevginin kudretine güvenirim. Severek ve sevmeyi öğreterek düzeleceğini düşünürüm her şeyin. Seni sevmeye devam etseydim, bu inancı da kaybedecektim.
Peki, şimdi beni ayakta ne tutuyor? Hala sevgi! Sende başarısız olmam, sevgiye dair düşündüklerimin yanlışlığından değildi. Benim sevgim sende işe yaramamış olmalı!
Bir gün birisi, kendince seni sever ve bu sefer sen de gönül kapılarını açarsın diye umuyorum. Son nefesime kadar bu inanca tutunacağım. Bunu da kaybedersem, kendimi bile inkar ederim, biliyorum.


Candan Ünal

11 Aralık 2010 Cumartesi

Uzaklardasın, çok uzakta...

Uzaklardasın, çok uzakta...
Fakat aslında çok yakınımdasın, kalbimdesin!..
Baktığım her yerde gözlerin, duyduğum şeyde sözlerin,
Işığımda gölgem, tövbelerimde yeminimsin.
O kadar masumsun ki, rüyalarımda peri,
Günahların arasında kalan günahsız bir bebek gibisin.

O kadar özelsin ki, seni severken bile, sevemiyorum!..
O kadar nadirsin ki, seni gökyüzünde hiçbir yıldızın yanına koyamıyorum.
Sana o kadar alışmışım ki, senin için bütün alışkanlıklarımdan vazgeçebiliyorum.
Fakat bir senden vazgeçemiyorum...

Sen o kadar özelsin ki, hayatıma yön veren herşeyi değiştirebilirsin!.. Kaynakwh webhatti.com:
Sen o kadar değerlisin ki, hiçbir inciyi, hiçbir elması yanına koyamıyorum...
O kadar değerlisin ki, anlatacak kelime bulmak için inanılmaz bir çaba sarfediyorum,
Ama yine de anlatamıyorum...

SENİ SEVİYORUM!..