19 Kasım 2012 Pazartesi

Gel Vazgeçmeyelim!


Ne olsa sevdik birbirimizi, ne olsa tenlerimiz tanır sıcaktır yan yana, ne olsa bu kalpler tanır birbirini; gel vazgeçmeyelim…
Gel Vazgeçmeyelim!
Eften püften sebeplerle bitmez böyle aşklar, sen bana vurgunsun, ben sana. Bir sebebimiz bile yok dişe dokunan. Gel bir daha deneyelim!
Ne aşklar gördüm ben senden önce, sen de nicelerini yaşadın. Kimsenin kimseye güveni yokken, biliriz biz bizi; gel vazgeçmeyelim!
Yediğimiz, içtiğimiz, paramız, canımız ayrı değildi senle, biz nice zorluğu birlikte geçirdik, bundan sonra da ayrılmaz yüreğimiz, gel tekrar deneyelim.
Sevişmelerimiz aklımda hala, başka tene dokunamam şimdi. Sen hangi kolda uyuyabilirsin ki? Rüyalarımız bile aynı seninle, gel vazgeçmeyelim.
Dokununca içimiz titrer bizim, gözlerimiz parlar görünce, adımızı anınca gülümseriz, biz birbirimizi herkesten fazla biliriz; gel bir daha deneyelim.
Senin kalbin bende emanetken, zaten nereye gidebileceksin? Bir elmanın iki yarısı değiliz belki ama ayrı tatlarda elmayız biz. Bir daha uyuşur muyuz böyle başkalarıyla? Gel, boş yere şu aşkı bitirmeyelim!
Uyurken horlar mısın, en çok neye kızarsın, ne güldürür seni, ailen kimdir, sen kimsin; bunları ben bilirim! Sen de beni tanırsın. İçimi, dışımı, her rengimi ezbere bilirsin. Gel, birbirimizi üzmeyelim.
Ayrılırsak ne olur? Ne olacak, herkes kadar ağlarız! Herkes kadar sürer acımız, belki biraz yas tutarız. Sonra devam eder hayat, yeniden severiz birilerini ama hep aklımız birbirimizde kalır; her gelende bizi ararız. Sonunda razı oluruz kaderimize, yeniye de alışırız ama ortada sebep yokken, gel bizsiz kalmayalım…

Ben Seni Ne Zaman Özlesem…


 Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir yıldız kayar. Işığı söner koca gezegenin. Ben seni ne zaman özlesem; aşk, gözleri ıslak ortadan kaybolur. 
Ben Seni Ne Zaman Özlesem…
Ben seni ne zaman özlesem, burnumun direği sızlar. Göğsüm sıkışır, ellerim yanar. Hasretin o ağır kokusu yayılır odama, sigaranın dumanı bile onunla boğulur.
Ben seni ne zaman özlesem, kulağın çınlar. Kimin andığını bilemezsin, isimler geçirirsin içinden, hiçbiri tutmaz.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerime yaş birikir. Akmasın diye kızarım kendime, söz geçmez gözbebeklerime.
Ben seni ne zaman özlesem, bu şehirde bir ışık söner. Uykularımı paylaşır hiç tanımadığım bir kalp, rüyalarımda eşlikçim olur.
Ben seni ne zaman özlesem, bir şairin kelimelerine yerleşir acım. Bir şarkının en ağır notası olurum. Kenara atılmış bir enstrüman gibi, kendime çalar dururum.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerimde hayalin canlanır. Elimi uzatırım, dokunmak isterim, kaybolursun. Gittikçe silinir siluetin, bütün yaşadıklarımız anı olur.
Ben seni ne zaman özlesem, zaman durur. Okyanusta bir dalga havada kalır. Kuşların kanadı yarım, dillerde sözcükler eksik kalır.
Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir melek ölür. O yüzden ayrılık; sadece ayrılanı değil, tüm evreni içine alan bir hüzündür.
Ben seni en zaman özlesem, ruhum ayrılır içimden. Bulur seni neredeysen, camına konar. Sen kuş sanırsın…

kadın Nedir Aslında



Bir kadın çocuktur aslında.  Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği  şefkati göstermesini de ister. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak  okşamalıdır erkek kadını. Ama hiçbir kadın çocuk muamelesi görmek  istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini,dikkate alınmasını  ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz ama asla  onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.


Bir kadın güçlüdür aslında.

Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya  koymasını sevmez. İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi  kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem  daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu  görecektir. Ancak kadını gücünü göstermek istediğinde onu  engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.


Bir kadın sevgilidir aslında.

İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.  Sevdiklerini kolay kolay. kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının  tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de  kabul etmesi gerekir. Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.  Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her  an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var  elbette. Bunun  nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.


Bir kadın yalnızdır aslında.

Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir  dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin  vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun  sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine,ne kadar kalacağına hep kendisi  karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek  kaybedebilirsiniz.


Bir kadın çılgındır aslında.

Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Yaratıcılığının  sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.  Hoyratça harcamaz yaratıcılığını. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının  gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü  yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.


Bir kadın hayattır aslında.

Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam  kazanıyor. Yemek yemek. su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla  kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını  anlayabiliyor musunuz?


Anlıyorsanız ne mutlu size.  Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz.

Şarkılarda Bekliyorum.....



Kimseye söylemiyorum sevgimi, adını hiç anmıyorum. Aklımdan çıkmıyorsun ama ben kimseye senden bahsetmiyorum.

Şarkılarda Bekliyorum.....
Arada sırada bir şarkı çalıyor radyoda, birden titriyor bedenim, gözlerim üşüyor ama kimse görmesin diye ağlayamıyorum.
Birilerinin aklına geliyorsun, seni soruyorlar. Hiç haber almadığımı söylüyorum. Duymama gerek yok oysa, kimse bilmez, ben her gece uyumadan senin nerede olduğunu hissediyorum.
Günler, aylar, yıllar hızla geçiyor. Camın önündeki ağacın dalları kah yeşil oluyor, kah sarı, bazen kar yağıyor o kuru dallara, gördüğüm beyaz bir düşe bürünüyor. O zaman anlıyorum sensizliği, hayatın nasıl hızla aktığını.
Bir yerlerde iyisin, yaşıyorsun, gün be gün yaşlanıyorsun; biliyorum sen de beni özlüyorsun.  Her gün olmasa da biliyorum aklına düşüyorum arada bir. Sözüm, gözüm, özüm geliyor dost sohbetlerinde ortaya. Aslında sana ne çok yakıştığımı, ne kadar iyi biri olduğumu konuşuyor dostların. Hak veriyorsun.
Öyle zamanlarda elin telefona gidiyor, arayıp aramayacağını bilemiyorsun, vazgeçiyorsun. Kim bilir kimleyim, yanımda hangi bedenler var diye düşünüyorsun.
Oysa ben her gece soğuk yatağıma yalnız girip, senin için dua ediyorum. Her neredeysen iyi ol, mutlu ol diye evrene dilekler yoluyorum. Güzel haberlerini aldıkça seviniyorum çünkü ben sevmenin böyle olduğunu biliyorum.
Kimseye söylemiyorum büyüttüğüm aşkımızı, sensiz olsa da içimde yaşayan sevdayı. Bir şiirin orta yerinden gözümden yaşlar süzülüyor. Susuyorum… Soruyorlar, anlatamıyorum… Seni beklemek bile ayıp ama biliyorum; bir gün bir şarkının orta yerinde çalacaksın kapımı, bekliyorum…
Candan Ünal

Öyle Aşık Olmalı..



Senden öncesi ve senden sonrası olsun istiyorum hayatımın. Benden öncesi ve benden sonrası olmalı hayatının. Öyle izlerimiz kalmalı, derinden ve anlamlı…

Öyle Aşık Olmalı..
Bitsek ve gitsek de, yüzlerimizi unutmayacak kadar çok bakmış olmalıyız birbirimize. Ne kadar zaman geçse, silinmemeleri gözlerin rengi gözlerimizden…
Sen, bir dağ kadar güçlü ve heybetli olmalısın. Dik ve geçit vermez yollarla dolu zirvelerin olmalı. Çok zafer görmüş tepeler kadar sıradan değil, doruğuna ayak değmemiş saflıkta kalmalısın..
Benim, denizler gibi engin bir yüreğim olmalı. İçimde mercanların, renkli balıkların yaşadığı, kimsenin bilmediği bir dünyam olmalı. Sularımda yüzenleri kollarımda taşıyacak kadar asil, bir kayayı kıracak kadar sabırlı olmalıyım.
Efsaneye dönüşmesek de, yazılmaya değecek kadar keyifli bir hikayemiz olmalı. Her cümlemizde bir anlam, her kelimemizde sevda saklanmalı.
Biz; çevremizdeki gel geç aşklara inat, uzun ve lezzetli yaşamalıyız. Çabanın, emeğin, fedakarlığın hakkını vermeliyiz. Adımızı duyanların yüzünde tebessüm oluşmalı.
Yalçın ve ayaz geceleri de, sıcak ve yakan sevişmeleri de biliyor olmalıyız. Tenimizin kokusu aklımıza kazınmalı. Bir daha kimseye öyle dokunmuyor olmalıyız.
Biz; önce iki iyi dost, sonra kadın ve adam, sonunda sevgili olmalıyız. Anlamalı, konuşmalı ve hissetmeliyiz. Birbirimize sağduyu olmalıyız. Eksiklerimizi tamamlar gibi, yan yana durunca bir bütün olmalıyız.
Biz; aşka inanan iki insan, boş verip tüm dünyayı, sırılsıklam aşık olmalıyız. Kaç fırtınaya yakalansak orta yerde, el ele kalmalıyız. Öyle bir gün gelmeli ki; aşkın sözlükteki karşılığına, adımızı yazdırmalıyız.
Yollarımızı ayırsak bile, bitişimiz anlamlı olmalı. Karşılaşınca selamlaşacak kadar saygımız,  sevgimizin ardından konuşacak yüzümüz kalmalı….

sevgili


Herşeyin ikincisi yenilgidir,her dönüş ıspatıdır biraz daha kaybetmişliğin...
Mağluptur ileriye bakamayan..Bakamaz ki bi türlü pişmanlığından...
Terkedilen çabuk büyür;hüzün kalana düşse de pişmanlık hep gidenin payına...
Ayrılık zor zanaat; kimse %100 gülemez,kimse %100 gidemez...
...Giden dönüyorsa belki sevdiğinden değil kaybettiğindendir belki aradığını bulamadığından.
Dönene kapıyı açma!Sevseydi gitmezdi hiç bir zaman...
Eski rüzgarların sözü geçmez terkettikleri dağlara

yıkık


Bugün yıkığım biliyor musun..?
Ezginim, çaresizim, umutsuzum...
Bırakma beni, insanlar kötü...
Bırakma beni korkuyorum....

Bir deli otlar büyüyor içimde...
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim...
Bu halini sevdim gitme kal...
Çamurlar çirkefler içindeyim...
Bırakma beni, insanlar kötü...
Bırakma beni korkuyorum....

Bir dayak yemiş adamım şimdi...
Bezginim, kararsızım, yılgınım...
Al götür beni o kayıp gecelere...
Yeter ikimize yalnızlığım...
Bırakma beni insanlar kötü...
Bırakma beni Korkuyorum...

Ne Kadar Sevemiyorsun Beni?


Bir karar versen diyorum. Ne istiyorsun? Benden, kendinden ne bekliyorsun? Adın ne senin? Sevgili misin? Sevilebilir misin

 Ne Kadar Sevemiyorsun Beni?
Hem bu kadar çok sevmek isteyip, hem benden bu kadar nefret etmeyi nasıl becerirsin? Egonu, erkekliğini yaralıyorum. Ne zaman karşına geçsem, tırnaklarını çıkarman bu yüzden olmalı!
Hayalindeki kadın ben değilim, olamam da! Sen bir heykeltıraş gibi yontarak şekil vermek istiyorsun, ben o çamur değilim. Senden önce kesildim, biçildim, figürüm tamam, fırına bile verildim.
Yanarak, kavrularak buldum şu halimi. Gözümün kenarına senden önce gelip oturdu çizgiler. Bütün biriktirdiklerimle ezdim kalbimi. Seçtiklerim ve yaşadıklarım kadarım, aslına bakarsan onlarsız bile çok fazlayım.
Bu dünyaya bile alışamamışken ruhum, seninle anlaşamamışız; çok mu? Kendimi acıtarak öğreniyorum hayatı. Rendeleniyor elim, kolum, bacağım. Sınadıkça Yaradan, bileniyorum.
Sen biraz vazgeçsen egonun büyüklüğünden, bu kadar kendini ispat etmek derdin olmasa mesela, kabullenebilsen; güzel olurduk belki yan yana!
Her ne kadar şeklimi almış olsam da, belki bir çiçek deseni eklerdin üstüme. Biraz renklenirdim. Öğreneceklerimiz vardır mutlaka birbirimizden.
Bir adım sen gelsen, iki adım ben, buluşsak sana yakın bir yerde. Madem bu kadar kuvvetli kimliklerimiz, sınırlarımızı aşmadan sevsek kalplerimizi, olmaz mı? İktidarı, güç savaşını bir kenara koyup, birlikte çoğalsak, olmaz mı?
Bu söylediğim diğerinden daha zor, değil mi? Kaptırıp gitmek varken alışılmışa, bunca uğraşa kimin hali var?
Boş ver hepsini! Sen, içindeki o korkmuş çocuğu saklayan kocaman adam, ben yalnızlığını gizleyen güçlü kadın; yaşar gideriz kendi yollarımızda. Belki de hiç gelemeyiz bir araya çünkü göz göze gelince ayna oluyoruz birbirimize, ayna!

11 Ekim 2012 Perşembe

MESAFE ' nin önemi yoktur ,
Burnunun dibinde olsa ne olacak ?
SENİ anlamıyorsa . . !
Ama BİRİSİ vardır ki , DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDA
En ihtiyaç DUYDUĞUN anda , iki SATIRIYLA bile olsa

Bir ÇIRPIDA yanı başında . . !
Mesafe ; uzaklıklarda değil ,
_______________ Mesafe ; FEDAKARLIK' ta....

kimse “sen” gibi olamaz..

Anlamıyorsun değil mi? Hiç kimse senin gibi olamaz. hiç kimse senin gibi sarılamaz bana. kimse öpemez beni, senin öptüğün gibi. kimse elimi sıkıca tutup gözlerimin içine bakıp gülemez. kimseyi sevemem bu kadar. kimse bu kadar ben olamaz. sığamaz içime. kimseyi bu kadar kabullenemem. kimseyi bu kadar çok isteyemem, hissedemem. gözlerim her köşe başında seni ararken, ben bir başkasını istemiyorum. kimse sen olamaz anlıyor musun? bana sevmeyi öğreten sensin, özlemeyi de, hissetmeyi de.sen, sen öyle çok şey kattın ki bana. hiç kimsenin katmadığı kadar, hiç kimsenin olamadığı kadar. bu yüzden. hiç kimse olamaz senin gibi. kimse dokunamaz bu kadar kalbime. kimse “sen” gibi olamaz..

19 Eylül 2012 Çarşamba

FAZLA BİR ŞEY DEĞİL , 

SADECE SANA İHTİYACIM VAR...

2 Eylül 2012 Pazar

hayat... güzelsin bea..

dolunay en sarı tonuyla penceremde. ayın en sevdiğim hali. sıkılmadan saatlerce izleyebilirim onu. önünden bulutların yavaşça geçişini. bugün yağmur da yağdı üstelik. yaz, sonbahar için sabırsızlanıyor belli ki. yolda yürürken yaprakların birer birer önüme düşüşü, nemli kaldırımlar, hayatın gelip geçiciliği... baharın ve yeni başlangıçların habercisi...
kahvem en koyu haliyle çok sevdiğim porselen fincanımda. doya doya içime çekiyorum onu; dünyanın sayılı güzel kokularından biri olmalı, huzur ve dinginlik dolu... 
kitabımı açıyorum. romana kaldığım yerden devam ediyorum, hayalini kurmaya başlıyorum yine karakterlerin. gece sessiz, çok sessiz oluyor ilerleyen saatlerde. apocalyptica'dan en sevdiğim parçayı açıyorum. yıldızlara gidip gidip geliyorum melodiyle. 

Hadi Tut ..!


Hadi Tut ..!
Hadi tut da gönlümü, unutsun acılarını!
Hadi kanattığın yarama ellerini sür!
Sür ki; 
Terinin tuzu biraz daha yaksın canımı..! 
Hadi Acıt beni! 
Senin yangınında kor olmak bile hoş... 
Sanki hayalleniyor rüyalarım,
Hadi bir umut ol, dimağ et bana! 
Hadi sevda ol gözyaşlarıma,
Ol ki, her dem de biraz daha çağlasın..
Ne olur bırak! Bari umudum baki kalsın! 
Hadi Ey Yar..!
Gözlerimde ki feri söndürme!
Hadi yalanda olsa son defa bak gözlerime,
Ve Gülümse!!!
Ben.. Ben, seni özledim sadece..

Şimdi gelsen!


Şimdi gelsen!
Narından açılan yaralarıma ellerini sürsen,
Ardından gözlerime mihenk olmuş yaşlarımı sevsen..
Özledim desen,
Gözlerimin derinlerinde ki hüzünleri öpsen
Bakışlarımda ki hasrete bakıp çok özledim desen,
Tenime tenini, canıma canını sürsen!
Yazgıma yazını yeniden yazsan..
Yokluğunda sönmüş ruhuma fer olsan..
Onca zaman sonra;
Onca özlem sonunda yine de gelsen..
Yine benimsin desen.
Onca aşk sonra yine sevsen..

30 Ağustos 2012 Perşembe

Birini gerçekten sevdin mi ? 
yaşı , ne kadar uzakta olduğu, boyu , kilosu sadece lanet bir sayıdır.. 

Gibi bir genelleme kullanmış Artist in biri.. Sayılar ile yaşamak zorundasın.
Sayıların bulunmadığı herhangi bir şey söyle... Sevgin bile sayı olmuş.
Herşey sayıyla.. ( Para , Yaş , Sıra , Güç , Psikolojik Durum,vs.vs.vs Ve Sevgi. )

Madem Bunlar lanet birer sayıdan ibaret ise :

"NEDEN Yukarıda ki genelleme de geçen  "ne kadar uzakta olduğu" cümlesini kullandın. .
NEDEN bu genelleme 2 ve 3 yıl önce yoktu.
NEDEN Şuan da imkansız  bir aşkı , sevgiyi , içine gömdüğünü sanıyorsun."

Ben Söyleyeyim...

Ama hep ben söylüyorum. ve Uçurumdan düşmeni engelliyorum.Sanırım bu sefer bana gerek kalmadı. Çünkü tutunacak bir dalın var artık..

Bu yazdığımı direk üstüne al. Mşg olarak düşünme artık. Mehmet şükrü gedük adında bir hayalperestin gereksiz düşünceleri olarak al. çünkü sen hayaldin ve öylede kalacaksın. haa bu arada hayalperest dedim yaa, oda kalmadı... çünkü bi tek seni hayal edebiliyordu beyin hücrelerim...

Artık o hücreler bil , ölü hücreler..

M.Şükrü Gedük. Mutluluklar Diler...   

27 Haziran 2012 Çarşamba

Ben Seni Çok Özledim... :(

Hangi Sözüm İncitti Seni Canıma Can Deyişim mi...?
Ömrümün Sahibi Deyişim mi..? 
Sen Bana Allah'ın En Güzel Lütfusun Deyişim mi..? 
Yoksa...! Her Saniye Her Dakika Seninleyim Seni Seviyorum Deyişim mi...? 
Söylesene Hangi Sözüm İncitti de Beni Sensizliğe Mahkum Etttin...! 
Ardında Koskoca Bir Harabe Bırakıp Ansızın Zamansız Ellerimin Arasından Kayıp Gittin..! 
Ey Yarrr Sen Yıldızları Benden Çok mu Sevdin de Şimdi Her Gece Ay Benim Gözyaşlarıma Şahitlik Ederken Sen Yıldızlar Arasından Bana Gülümse mektesin.! 
Sensizim Kimsesizim Çaresizim Hepsinden de Öte Ben Seni Çok Özledim... :(

6 Mayıs 2012 Pazar

27 Mart 2012 Salı

Hayallerimizi satmadık ya ?..

Gitmek cesaret ister ufaklık.
Gidecegin yer neresi olursa olsun.
Sevdiklerinle arana mesefe girince.
Varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir biliyor musun?
Oturursun geminin kıçına.
Bakarsın sevdiklerine, gittikçe ufalırlar, ufalırlar, kaybolurlar
O zaman anlarsın işte.
Vedaşalmak asıl kalana değil, gidene koyar!

100 defa söyledim sana hüzünlü değilim, mizacım böyle.
Bak şarabımla beraberim.
Çocukluğumdan beri hayaller kuruyorum
Şarabımdan ayrılmadan hem de.
Ben şarabımdan ayrılmıyorum.
O da bana, bunca gidene rağmen hala hayal kurdurtmaya devam ediyor.

Ne olmuş yani büyük adam olamadıksa?
Hayallerimizi satmadık ya ?..

16 Mart 2012 Cuma

Bucurum !!!

Birbirimize bu kadar aşıkken, nasıl yabancı gibi olacağız. Bunu Nasıl Başaracağım. Bilemiyorum. !!!

29 Şubat 2012 Çarşamba

sevemem senden başka, gözüm arar gözlerini!

http://www.youtube.com/watch?v=ay8YE0Jdjxk

27 Şubat 2012 Pazartesi

İsyan olur Sensiz kaldığım her gün bana...

Gece olur
Sensiz kaldığım her gün bana...
Çivi gibi çakılır,
Tutkal gibi yapışıp, kalır
Gözlerin gözlerime...
Yıldızlara gölge düşer,
Ay utanır hüzünlerimden
Bir köşeye saklanır.
Yüreğimde,
Koskocaman bir yalnızlık kalır...

Özlem olur
Sensiz kaldığım her gün bana...
Hasretlik olur.
Duman duman tüter sevdan
Parmaklarımın arasındaki
Kahrolası sigaramdan.
Bir mum gibi eririm...
Oysa,
Bir gece gelsen ..
Bu gece gelsen yanıbaşıma...
Çekinmeden herşeyimi verirdim..
Belki de sevinçten delirirdim !!!

İsyan olur
Sensiz kaldığım her gün bana...
İnadına sensizliğin tabancaları patlar.
İnadına sessizliğin mayınları döşenir
Sana baktığım,
Gelmeyeceğini bildiğim sokaklara....
Faili meçhul cinayetler gerçekleşir düşlerimde..
Hangi duygularımı katlettin,
Beni nasıl kahrettin..
Hiç bilmedin-bilemedin !
İşte,
Tanık benim.
Sanık sen...
Gel gör,
Görmek istersen..
Bilmek istersen...

Necdet GÖKNİL ( alıntıdır)

26 Şubat 2012 Pazar

Günler günlerin ardından Seni unutmak mecburiyetindeyim Seni sevmeler Cumhuriyetinde Gözyaşlarım Gözyaşlarım kafiye olsun diye değil Özleye özleye kavuştuk birbirimize Birbirimize vitaminler moraller verdik İçimizdeki şeytanlara zülfikarlarla saldırdık Gözyaşlarımızı bitti mi sandın

ihtiyacım var

Birisine ihtiyacım var ;omzunda saatlerce ağlayabileceğim,sonra göz yaşlarımı silip ağlama aptal bak ben yanındayım demesine ihtiyacım var,sonsuz güvenebileceğim birine,kimse olmasa bile bi tek o olsa kimseye ihtiyaç duymayacagım birine ihtiyacım var,her an yanımda olabilecek birine ihtiyacım var,üzüldüğümde güldürmek için bi ton şebeklik yapıp kahkahalara boğulabileceğim birine ihtiyacım var,kılıma zarar getirttirmeyecek birine ihtiyacım var,bütün gün deli gibi eğlenip gülmekten yorgun düşüp omzuna kafamı yaslayıp bütün günü gözümün önünden geçirerek yorgunluğumu atmak istiyorum çok şey değil sadece 'hep yanındayım' derken gözleri parlayan birine ihtiyacım var
sen kollarıma asla gelmemiş sevgili..
sen yitirilmiş olan daha başından..
sen hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim

Ne zaman unutulduk

Ne zaman unutulduk Ne zaman geçmiş zaman Ne zaman hatırladın adımı ben sormadan Unutulur elbet her şehir ve her insan Aldığımız hiçbir nefes bile içimizde kalmıyor inan Bu kadar fazla uzaklaşmış olamaz yıllar Bir dokun sen de anlarsın içimdeki kül hala sıcak Ama çok geç artık bundan sonra Bırakın ne olursam olayım, aklım fikrim darmadağın Yakıyor elimi ne zaman uzatsam yatağın soğuk tarafı Hiç kimseye bir sözüm yok, sana yok bana yok hiç kimseye yok Yakıyor elimi ne zaman uzatsam yatağın soğuk tarafı Bir camın buğusuna arasına kalp koymadan Yazılmış baş harfler gibiyiz öyle yalnız öyle sıradan

Ustam!


Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
...Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.

İçimi sızlatacak kimse kalmadı içimde

''Kendime ait bir hayat istediğimi anladım. Sadece bana ait bir hayat. Acıların, düş kırıklarının, korkuların, olması gerekenlerin, adanmışlıkların, başkalarının kurallarının yönetmediği bir hayat. Pişmanlık gibi değil. Gitme zamanının geldiğini nasıl anlayabilir insan. Nasıl anlatabilir. Yalnızlığı özlüyorum, yüzümde gölgeler olmadan yaşamayı. Önceleri çok korktum. Hala bazen korkuyor olsam da, usulca fısıldıyorum kulağına aslında her şeyi. "İçimi sızlatacak kimse kalmadı içimde"