28 Şubat 2014 Cuma

20 Şubat 2014 Perşembe

senden bir beklentim.. yok... senden istedigim tek şey.. sensin 
başka da bişi yok.. 
senin derdinde benim.. senin herseyinde benim.. 
yeter ki benimle olduğunu bileyim yeter.. 
ötesi ... 
yok.. 
benden istediklerini hepsini anladım.. 
söylediklerinin hepsi dogru 
bende bunu biliyorum.. 
ki kendime zaman ayıramıyorum.. 
ama artık 
öyle olmayacak
bende kendime zaman ayıracam.. 
iş iş iş nerey kadar 
sabır ediyordum ama bitmiyor.. 
bitmiyor diye kendimi bitiriyordum 
bundan sonra umrumda olmayacak başkaları 
artık ben ve sen olacaksın... 
sana daha cok zaman ayıracam 
neyse .. 
anlatmakla anlaşılmaz.. 
yaşayacaksın.. beni 
kısaca bunu soyluyorum 
doyasıya yaşayacaksın
Kapiş ? 
Mehmet Şükrü

12 Şubat 2014 Çarşamba


Hiç ummazdım oldu
sonbaharda hediye gibi geldin 
hoşgeldin 
seyirlik değil ömürlük olsun dilerim 
bu defa bu son olsun 
bir yastıkta nasip olsun gel gel gel akşam gözlü esmer...
safa geldin son ihtimalim bir sana kalmış halim hoşgeldin..

2 Şubat 2014 Pazar

Hiç değilse fotoğrafların sen koksa birazcık, azıcık. 

Sen, bana rağmen kendine iyi bak
Ben, sana rağmen hoşça kalırım...
Yavaş yavaş unuturum seni.. 
Gözlerini unuturum önce, sonra kirpiklerini, dudağını, gülüşünü, dişlerini, gamzeni.. 
Yüzünü unuturum yıllar yıllar sonra.. Asırlar geçer, saçlarını unuturum, ellerini ve sesini de hatta.. Yavaş yavaş unuturum işte seni.. 

Hem, ne acelem var ki?
Sevgilim .

Sensiz geçen bi kaç günü diyemeyeceğim bilmem kaçıncı günü anlatacagım yine mı sen deme, yazmaktan başka birşey gelmiyor elimden. Sen gittikten sonra çok şey oldu bende, Değiştim her yönden . Bazı Kurallar yok oldu birden. Eve giriş saatlerim desen , önceden akşam 8 olmadan evde olan ben, şimdilerde eve uğramıyorum. Her gece, sabaha kadar ne bulursam zıkkımlanıp, sonrada bir köşeye kıvrılıyorum, uyumuyorum ha, aklına sakın uyuyor bu çocuk gelmesin , düşlüyorum hergece , hayal ediyorum usulca ve sessizce. Sabah oluyor eve gidiyorum , babamın bir ton laflarıyla karşılaşıyorum , sonra kendimi bir odaya kapatıp düşünüyorum. Daha sonra annemın öğütleriyle karşı karşıya kalıyorum , dizleriine uzanıp Sessizce dinliyorum . Elleriyle saçlarıma dokunuşu bile yetiyor . Sanki gölgesi bile yetermiş gibi. Neyse. Daha sonra 24 saat odadan cıkmıyorum , iştahımda kesildi zaten , herzaman yemek yiyen ben şimdilerde elden ayaktan düşmüş bir halde dururum bir köşede. Sonrada o lanet olası şarkılar gelir kulağıma, ulan bir şarkı bu kadar dokunur mu bir adama , tüylerimi diken diken ediyor bu aralar. Takılı kalıyorum Üç beş cümleye .. Nede olsa şarkı işte neyse burayı da böyle geçelim . Ondan sonra, ondan sonrası yok işte olmuyor. Körkütük karanlıklarda buluyorum kendimi. Bank köşelerinde açıyorum gözlerimi , Rezilmiyim , aşıkmıyım bilmem ama, en temizinden yemişim darbeyi. 

Harbiden bensiz nasılsın sevgilim ?
Çünkü sen
Ya bana geç kalmış, ya da bana erken varmış olacaksın
Biliyorum, bir gün karşıma çıktığında iyi ki diyemediğim bir keşke olacaksın
Çünkü sen vakitsizce çalarsın her kapıyı
Beklediğinde gelmeyen, geldiğinde durmayan, durduğunda anlaşılmayan, anlaşıldığında çoktan yol almış olan
Seni bir daha unutmaya çalışmamak için sevmiyorum
Bir daha ölmek için seni yaşamıyorum
Aşksın sen
Ya vakitsizce gelen, ya vakitsizce giden
Seni sevmiyorum
Çünkü seni anlamıyorum...