19 Kasım 2012 Pazartesi

Ben Seni Ne Zaman Özlesem…


 Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir yıldız kayar. Işığı söner koca gezegenin. Ben seni ne zaman özlesem; aşk, gözleri ıslak ortadan kaybolur. 
Ben Seni Ne Zaman Özlesem…
Ben seni ne zaman özlesem, burnumun direği sızlar. Göğsüm sıkışır, ellerim yanar. Hasretin o ağır kokusu yayılır odama, sigaranın dumanı bile onunla boğulur.
Ben seni ne zaman özlesem, kulağın çınlar. Kimin andığını bilemezsin, isimler geçirirsin içinden, hiçbiri tutmaz.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerime yaş birikir. Akmasın diye kızarım kendime, söz geçmez gözbebeklerime.
Ben seni ne zaman özlesem, bu şehirde bir ışık söner. Uykularımı paylaşır hiç tanımadığım bir kalp, rüyalarımda eşlikçim olur.
Ben seni ne zaman özlesem, bir şairin kelimelerine yerleşir acım. Bir şarkının en ağır notası olurum. Kenara atılmış bir enstrüman gibi, kendime çalar dururum.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerimde hayalin canlanır. Elimi uzatırım, dokunmak isterim, kaybolursun. Gittikçe silinir siluetin, bütün yaşadıklarımız anı olur.
Ben seni ne zaman özlesem, zaman durur. Okyanusta bir dalga havada kalır. Kuşların kanadı yarım, dillerde sözcükler eksik kalır.
Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir melek ölür. O yüzden ayrılık; sadece ayrılanı değil, tüm evreni içine alan bir hüzündür.
Ben seni en zaman özlesem, ruhum ayrılır içimden. Bulur seni neredeysen, camına konar. Sen kuş sanırsın…

Hiç yorum yok: