30 Kasım 2013 Cumartesi


Esmer kız buldun mu seveceksin. Hele bide düz uzun saçlı ise direkt evlen... 
Yoruldum be sevdiğim her gün fotoğrafına bakıp ağlamaktan yoruldum acaba başkasıyla mı diye düşünmekten yoruldum neden böyle bir ayrılık oldu ki neden neden ,ben bu sorulardan yoruldum artık herşeyden yoruldumda bir seni sevmekten yorulmadım be sevdiğim hep mutlu ol hep gül, gamzenden öpüyorum..

Kadın; erkeğin kaburgasından yaratıldı,
ayaklarından yaratılmadı! Öyle olsaydı
ezilirdi! Üstün olsun diye başından da
yaratılmadı! Ama göğsünden yaratıldı,
eşi olsun diye! Kolun biraz altında,
korunsun diye! Kalp hizasında sevilsin
diye!...
Bir kuram gibiydik sevgili... Kitap'ta adımız geçmiyordu,Ne yazık... 
An' a sıkışıp kaldığımız zamanlar geçirdik belki... Üçüncü halin imkansızlığı da; biz'dik... 
Terimden geçer gibiydi dilimde kalan son tuz; Ve bu ayrılık; gerçek'ten'di..!
Sen de bir gün anlarsın, verdiğin bir umudun senin için sıradan, ama bir başkası için hayatın ta kendisi olduğunu... Sen de bir gün anlarsın, yarıda bırakmanın yarım bırakmaya eş değer olduğunu, ve en güçlü aşkların en güçlü yollardan geçmeden ve şu hayat şartlarıyla göğüs göğüse mücadele etmeden kendini ıspatlayamadığını sen de bir gün anlarsın... Kaçmanın kalmaktan daha kolay olduğunu bir el tutmanın bir hayatı elinde tutmak olduğunu, üstüne titrediklerinin, gözlerini kırpmadan nasıl yüreğine indirdiklerini sen de anlarsın, sabrın sevgiden geldiğini ancak sen de sevince anlarsın...!
Yüreğime hangi sevdayı sarıp sakladıysam,
Sırtıma hangi dost hırkasını çekip giydiysem,
Acının kıyametini yaşattılar.

Pişman ettire ettire, 
Yemin ettire ettire…
Sıkı sarıl yokluğuma, bakarsın kimsen kalmayabilir.
Aklıma düşsen üşüyorum
Üşüyünce titriyorum
Ve nikotin kokan ellerimle bir siğara daha yakıyorum
Sen misali…

28 Kasım 2013 Perşembe

Erkek ; sevdiği kişiye romantik olur. Sürprizler yapar, çiçekler alır, güler yüzle karşılar, aşırı şekilde kızmaz, küsmez, darılmaz, kırgınlık yapmaz. Sevdiği şeyleri alır ve en çok sevdiği şeylerle çıkar karşına. ( araba , takım elbise vb. gibi ). Seven erkek her şeyi affeder, sevgisi ona unutturur her şeyi..

Ama

Erkek ; Sevmediğine bunların hiçbirini yapmaz. Sadece ihtiyacını giderir. Onun için o sadece ihtiyaç gidermek içindir. Gözünde bir or...u' dan farkı yoktur. Zaten bu anlattığım romantizm yoksa erkekte ve kız bunun farkına vardığı halde  HALEN devam ediyorsa, o kız or...unun önde gidenidir...

Genelleme yapıyorum... 

Dönmeyecek Birini Bekleyenler!

Derin bir iç çekti kadın, serin bir yaz akşamında, camın kenarından uzaklara bakarken. Hiç dönmeyecek birini bekliyordu. Aynı anda başka bir şehirde, beklendiğini unutmuş bir adam, sonsuz gibi duran karanlık denizi seyrediyordu.

Dönmeyecek Birini Bekleyenler!

Şimdi aralarına büyük mesafeler girmiş bu iki yürek, kısa zaman önce sadece birbirleri için çarpıyordu. Biraz daha dayanabilseler, bugün 7 yılı bitirmiş olacaklardı. Gözü hep telefondaydı kadının, her arayanı sevdiği adam sanıyor, kalbi hızla çarpıyordu. Vakit geçtikçe umudunu kaybetti. Bir gün daha dönmeyecek birini bekleyerek sona ermişti ve kim bilir ne zaman geçecekti içindeki bu yararsız umut?

Bu yazıyı okuyan kaç çift göz, geçmişte bir yola saplanıp kalmıştır? Bir pencere kenarından, gece demeden, gündüzü görmeden bekleyip durmuş kaç yürek vardır? Ve hala kaçı beklemektedir? Bu yüzden caddeye bakan evleri sevmem ben. O yoldan beklenen hariç herkes gelip geçer. Köşeyi dönen bütün yabancılar, bir an için özlenen kişiye benzerler. Yüzleri seçilmese de uzaktan, boyları, endamı, yürüyüşleri andırır. İnsanın midesine kramplar girer o anda, bir tebessümlü heyecan yerleşir yüzüne, sadece birkaç saniye, geldiğini zannedip sevinir bekleyen. Oysa ne demiştir Yahya Kemal Beyatlı şiirinde: “ Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, çok seneler geçti, dönen yok seferinden..”

Beklemek zaten zor eylemdir ama dönmeyecek birini beklemek nafile bir çabadan öteye gidememiştir hiç. Sevdanın asaletine ne kadar yakışıyor olsa da, bir yaşamı törpülemektir yararsız bekleyişler.

Beklemek, zarif bir ruha, büyük gönüllere yakışır elbette. Kendinden vazgeçerek, soyunarak üstünlüğünden ve egosunu kırarak bekler insan. Kim bilir kaç tohum filizlenir, serpilir, büyür, çiçek açar o zaman aralığında? Uzun bekleyişlere sabrederken, kendisi bekleyiş olur bazen kişinin. Gerçekten sadece bir ümit, bir kavuşmanın sarılma anına bağlı hayallerle mi böylesine inatçı durabilir insanoğlu? Beklemek kadar ısrar ve inatla yapılan başka kaç eylem vardır ki?

Bazen kabullenmek gerekir, dönmeyecek birini beklemek, bir çeşit intihar gibidir. Giden, sevildiği kalbi terk etmeyi seçtiyse, geri gelişi bekleyene daha büyük yaralar açacak demektir.

Her şeye rağmen, yaşamın içinden bir lezzettir beklemek, yüreği bükerek eğiten, sabrı öğreten, ruhu geliştiren bir zaman yolculuğudur; eğer bekleyişi hayatın kendisi haline getirmemişse insan…

Evet zamansız gelmiştin ama zamansız gitmen gerekmiyordu.

Düşünsene sevgilinle aynı okuldasın ama farklı sınıflardasın. Sabah okula geldiğinde ilk işi senin yanına gelmek oluyor. Kışın soğuk havada üşümeyi göze alıp üzerindeki montu sana veriyor. Her tenefüs yanına geliyor sana sarılıp aynı sıraya oturuyorsunuz. Hasta olduğunda kantinden sıcak çikolata alıp "Bu bitecek" diyor. Birbirinizin telefonlarını kurcalıyor, müziklerinize bakıyorsunuz. Bir gün istemeden de olsa mesaj kutusuna bakıyorsun ve sevgilin bunu fark ediyor. Sadece 1 mesaj var o da "Tek aşkım" dan yani senden gelmiş. "Tek sen varsın merak etme" diyerek yanağından öpüyor. Daha sonra birlikte müzik dinliyorsunuz. Sen onu gıcık edince peşinden koşuyor ve seni yakalamaya çalışıyor. Yakalayınca da belinden tutup havaya kaldırıyor "Ne sandın ben sana zarar veremem ki" deyip gülüyor. Son derslerde sırf seni görebilmek için sınıftan atılmayı göze alıyor ve nöbetçi gibi sizin sınıfa girip sınıf defterini alıyor. Giderken de sana gülümseyerek göz kırpıyor. Saçlarınla oynamayı çok seviyor. Okuldaki herkes sizi çok beğeniyor. "Ne zamandır sevgilisiniz?" diye sorduklarında "Biz saymıyoruz" diye cevap veriyorsunuz. Özel gün olarak sadece 14 Şubat'ı kutluyorsunuz. Çünkü tanıştığınız günü veya başka şeyleri biriniz unutursa kavga etmek istemiyorsunuz. O sana minik minik çikolatalar alıyor sende ona en sevdiği parfümü. Sokaklarda bağıra bağıra bağıra şarkı söylüyorsunuz. Sana pamuk şeker alıp elin şekerlenmesin diye kendisi yediriyor.


Asıl zor olan şey, bir insanı kaybetmek değil, onunla hayal ettiğimiz bir gelecekten vazgeçmektir.
''İnsan ne istediğini iyi bilmeli. Ben yalnızlığı seviyorum mesela. Yalnızlık iyidir, bir kere trip atmıyor. Mesaj atıp cevap beklemiyor. Bugün ne yaptın diye sormuyor. Eksileri de var tabii. Kimse yalnızlığa sarılamaz.''
5 SANİYE SARILSA, 5 SENE DAHA SEVERİM HABERİ YOK.
Bugün çok kızdırdın beni. O yüzden ; "O ayak serçe parmağın var ya, inşallah onu sehpanın ucuna çarparsın."
Her Şey Güzel Olacak Senle Olunca 
Söyleme Bana Aşka Doyunca 

Her Şeyin Farklı, Seninle her şey Farklı 
Yalnız Benim Ol Ömrüm Boyunca ...

27 Kasım 2013 Çarşamba

“Siz yaşamak için mutlu olmak zorundasınız ama ben değilim."


Sana Mutluluk vermek istiyorum, Pişmanlık değil.