28 Kasım 2013 Perşembe


Düşünsene sevgilinle aynı okuldasın ama farklı sınıflardasın. Sabah okula geldiğinde ilk işi senin yanına gelmek oluyor. Kışın soğuk havada üşümeyi göze alıp üzerindeki montu sana veriyor. Her tenefüs yanına geliyor sana sarılıp aynı sıraya oturuyorsunuz. Hasta olduğunda kantinden sıcak çikolata alıp "Bu bitecek" diyor. Birbirinizin telefonlarını kurcalıyor, müziklerinize bakıyorsunuz. Bir gün istemeden de olsa mesaj kutusuna bakıyorsun ve sevgilin bunu fark ediyor. Sadece 1 mesaj var o da "Tek aşkım" dan yani senden gelmiş. "Tek sen varsın merak etme" diyerek yanağından öpüyor. Daha sonra birlikte müzik dinliyorsunuz. Sen onu gıcık edince peşinden koşuyor ve seni yakalamaya çalışıyor. Yakalayınca da belinden tutup havaya kaldırıyor "Ne sandın ben sana zarar veremem ki" deyip gülüyor. Son derslerde sırf seni görebilmek için sınıftan atılmayı göze alıyor ve nöbetçi gibi sizin sınıfa girip sınıf defterini alıyor. Giderken de sana gülümseyerek göz kırpıyor. Saçlarınla oynamayı çok seviyor. Okuldaki herkes sizi çok beğeniyor. "Ne zamandır sevgilisiniz?" diye sorduklarında "Biz saymıyoruz" diye cevap veriyorsunuz. Özel gün olarak sadece 14 Şubat'ı kutluyorsunuz. Çünkü tanıştığınız günü veya başka şeyleri biriniz unutursa kavga etmek istemiyorsunuz. O sana minik minik çikolatalar alıyor sende ona en sevdiği parfümü. Sokaklarda bağıra bağıra bağıra şarkı söylüyorsunuz. Sana pamuk şeker alıp elin şekerlenmesin diye kendisi yediriyor.


Asıl zor olan şey, bir insanı kaybetmek değil, onunla hayal ettiğimiz bir gelecekten vazgeçmektir.

Hiç yorum yok: