8 Ağustos 2010 Pazar

"Çok iyi biriydi."

Bir gün biri ölür ve sizin hayatınızda zaten var olmamış olması sizi çok üzer. İnsan ne için yaşadıysa öldüğünde ardından o konuşulur. Çok kültürlüydü denir. Çok asildi denir. Filan. Siz öldüğünüzde ne diyecekler?
Nasıl anılmak istiyorsam bir an önce öyle biri olmaya çalışacağıma söz verdim. Umarım tutabilirim.
Ölümüyle yakınlarına bir şey söylemeyen biri olmamalı. Ardında acı bir tat bırakmamalı mesela birinin anılarında. Herkes tarafından iyi bilinmek mümkün mü? Evet mümkün. Eminim. Hem de kişiliğinden hiç taviz vermeden.
Ardından çok kişinin ağladığı, ağlayabildiği biri olmalı. Çocukların sevdiği biri olmalı mesela. Özellikle. Çocukları çok sevmiş ve sevindirmiş biri olmalı. Aralarında adaleti de gözeten biri olmalı.
İnsanların, yanında huzur ve neşe bulduğu biri olmalı. Anlayışlı biri, seven biri... Bencil olmayan biri. Başkasının derdiyle dertlenebilen, halden anlayan biri. Yumuşak kalpli biri olmalı.
İnsanlardan bahsedeceğinde zekalarına, siyasi görüşlerine, hangi üniversitede okuyup hangi arabalara bindiğine vurgu yapmayan biri, insanları seven biri. Sevgisizliğini ve önyargılarını "tecrübe" diye etiketlemeyen biri.
Dünyada, yanında yörende senin sevginle yüzü aydınlanacak ne çok insan var, fark etmeli.
Yalnızca ailenle iyi geçinmek, marifet değil. İyilik yapacağın zaman satranç gibi, bir kaç hamle sonrasını hesaplamak marifet değil.
Ben, yıllar önce babam öldüğünde çıkıp akın akın gelen hiç tanımadığım insanlara, öğrencilerine, bir şekilde numaramızı bulup beş altı yıl sonra bile olsa "yeni duydum, çok üzüldüm" diye arayanlara şaşırmış ve sevinmişimdir. O zamandan beri, bir şeyi çok iyi biliyorum. Cenaze töreninize kendi istekleriyle, hem Allah rızası, hem sizi sevdikleri için kaç kişinin katıldığı, orada ne konuştukları çok mühim. Kaç dünya bir araya gelse de, bir cenaze töreninde, merhumun ardında oluşan, havaya hakim olan o genel duyguyu değiştiremez, gizleyemezsiniz. Bazen çağlayanlar gibi akar gelir insanlar, bazen az kişidir ama çağlayanlar gibi duygu doludur orası. Bazen donuktur her şey, buz gibidir yüzler, hissiz. Bunu görmek üzücü olur. Derslerinizi alır dönersiniz.
İnsanları sevgiyle ve gerçekten birini kaybettikleri hissiyle bir araya getirebilir mi ölümünüz?
Akrabalarınızla aranız nasıl? Neden daha iyi olmasın?
Kimleri üzüyorsunuz? Üzmemek mümkün değil mi?
Nelere sinirleniyorsunuz? Ucunda ölüm mü var?
Gerçekten başkalarına vermeye kıyamadığınız ve bahaneler bulduğunuz o bir kaç liraya çok mu ihtiyacınız var?
Yalnızca melek gibi insanlar mı iyi şeyleri hak ederler?
"Gıcık olduğunuz" birine istediği ilgiyi sunmak imkansız mı?
Allah'la aranız nasıl? Daha iyi olması için bir yol yok mu?
Gün boyu neyle uğraşıyorsunuz? Gerekli mi? Yalnızca zevkli mi?
Kızdığınız insanlara daha fazla merhametli olmanıza engel olan nedir?
Size ihtiyacı olanlar, size kolay ulaşabiliyor mu?
Öldüğünüzde şu basit cümleyi, neden olduğunu bile açıklayamadığı halde can-ı gönülden söyleyecek kaç kişi tanıyorsunuz? "Çok iyi biriydi."

Hiç yorum yok: